Prof. Dr. Bilge Donuk Michael Kuyucu ile Akademik Bakış'a Spor Yöneticiliği Kavramını Anlattı

Prof. Dr. Bilge Donuk Michael Kuyucu ile Akademik Bakış'a Spor Yöneticiliği Kavramını Anlattı

Prof. Dr. Bilge Donuk Michael Kuyucu ile Akademik Bakış'a  Spor Yöneticiliği Kavramını Anlattı

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilge Donuk Akademik Bakış Programında Prof. Dr. Michael Kuyucu’ya “spor yöneticiliği” nin dünyada ve Türkiye’deki gelişimini anlattı.

Spor Yöneticiliği Nedir?

1949’larda özellikle Amerika’da başlayan bir kavram ‘spor yöneticiliği’ kavramı. Sporun öneminin farkına varıp bunun profesyonel bir şekilde yönetilmesi noktasında Amerikalıların attığı adımlar var 1941’lerin sonunda. Bunu şuna da bağlamak gerekiyor. Özellikle 1900lerin başında artık bilimsel yönetim yaklaşımı yani artık birçok sektörün eskisi gibi yönetilmemesi sanayi devrimi endüstri devrimi dediğimiz devrimlerin oluşması, sektörlerin kendi içinde ayrılması en nihayetinde sporun da bir sektör gibi görülmesi Amerika’da 1940lı yıllardan itibaren bu işin profesyonel bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ortaya çıkarmış ve bu noktada adımlar atmış.

Spor Endüstrisi 2 Trilyon Dolarlık Bir Hacme Sahip

Tabii şunu da göz ardı etmemek gerekiyor özellikle son 15-20 yıl içerisinde spor çok önemli bir endüstri haline geldi ekonomik anlamda da öyle. Bunun değerini ölçmek oldukça zor. Özellikle bununla ilgili 2 trilyon dolarlık rakamlar veriliyor. Bunun yasadışı durumları da var yasadışı bahisler vs. Sporda yasal veya yasal olmayan birçok paranın döndüğü de hesaplanırsa büyük bir endüstri haline geliyor. Biz tabii yasal tarafına bakıyoruz. Sporun doğru bir şekilde yönetildiği zaman birçok faydası var. Hem ülkelerin ekonomisine birçok katkı sağlıyor hem de sporun doğru yönetilmesiyle birlikte ülkede spor yapan insan sayısı lisanslı sporcu sayısı ülkelerin spordaki başarıları toplumsal anlamda sporun yaygınlaşması yani halk için artık bir sporun araç haline gelmesi. Hangi anlamda araç sağlıklı yaşam aracı haline gelmesi, profesyonel olarak da meslek haline gelmesi. Özellikle son 2 senedir pandemiyle birlikte dünyada gelişmiş ülkelerde obezite oranı çok arttığı için, ülkemizde obezite %40lara kadar dayanmış durumda. Gelişmiş ülkelerde de bu rakamlarda. Bu kavram sporun profesyonel bir şekilde yönetilmesini sadece spor organizasyonunu, spor kulübünü doğru bir şekilde yönetmek olarak algılamayalım. Halk tarafı da var. Halkla olan sporun yaygınlaşmasını da doğru bir şekilde yönetmek ülkeler için sağlıklı nesiller yetiştirmek anlamında oldukça önemli. Birçok boyutu var spor yönetiminin. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.  Türkiye’de Spor Yönetimi Henüz Profesyonel Bir Noktaya Gelmedi

Ülkemizde tam olarak sporun yönetimi profesyonel bir noktaya gelmedi maalesef. Bu konuda özellikle bizim fakültelerde spor yönetimi bölümü var bu bölümler olmuş olmasına ve insanlar buradan mezun olmuş olmasına rağmen piyasaya baktığımız zaman özellikle bu zaman dilimi içerisinde yeterli seviyede bu insanların istihdamı konusunda bir takım sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor herhangi bir sektörün başarılı olmasında iki tane kriter vardır. Bir tanesi yönetim ve organizasyon yapısını doğru bir şekilde kurgulayacaksınız. Daha sonra bu kurguladığınız yapıya doğru insan gücünü yerleştireceksiniz. Liyakatli yani layık olacak insan gücünü buraya yerleştirmeniz gerekmektedir. İşte bu ikisini yapamadığınız zaman oradan fayda elde edemezsiniz. Bunun bilimsel adı entelektüel sermayedir yani sizin fiziksel şartlarınız ne kadar güzel olursa olsun teknolojik şartlarınız ne kadar iyi olursa olsun oradaki insan gücü doğru değilse oradan herhangi bir sermaye yaratamazsınız.

Spor Yöneticiliği Bir Meslek Olmalı

Türkiye’deki futbol kulüplerinde federasyonlarda devletin içerisinde özel sektörde en büyük eksiklilerden bir tanesi bir artış var inkâr edilemez bir artış var bu noktada yeterince hızlı olmasa da doğru bir yola gidiliyor ama bütün bu sektörlerde profesyonel yapıya geçiş olması gerekiyor. Şöyle bir örnek vereyim Türkiye’de 65-66 federasyon var bir sürü spor kulübü var bu kulüplerin hepsi profesyonel olarak değil tamamen fahri olarak yönetiliyor. Yani oradaki insanlar herhangi bir maaş almıyorlar oraya gidiyorlar başkanlık, yönetim kurulu üyeliği görevlerini yapıyorlar ondan sonra normal işlerini yapıyorlar. Kulüplerde de böyle federasyonlarda da böyle. Genel yapılar içerisinde bir şirketleri var orada da çalışıyorlar ama genel mantıkta baktığımızda bunun değişmesi gerekiyor. Bu bir meslek. Bu meslek çerçevesi içerisinde buralarda görev alacak insanların mesaisinin orada harcaması gerekiyor. Bu harcadığı zaman karşısında da parasını alması gerekiyor. Bunu topyekûn böyle yapmazsanız o zaman hobi gibi düşünün veya bir sosyal statü olarak düşünün insanlar o şekilde o pozisyonlarda yer almaya başlıyorlar ve oradaki insanların da çoğunda belirli bir kriter aranmıyor. Bazılarının gönlü olsun bazılarının statüsü olsun şeklinde bir yapı oldukça amatörce bir yapı. Bu özellikle bizim meslek olarak spor yöneticiliğinin tam karşılığı olan bir durumla ortaya çıkıyor. Bunu da yanlış bir yapı olarak ben görüyorum.  Tam Yol Yönetim Adlı Kitabımda Hap Bilgiler Verdim

Genel olarak “Tam Yol Yönetim” adlı kitapta hem özlü sözler bölümünde hem de genel kitap içerisinde hedeflediğim şey hap bilgiler vermekti. Yani uzun uzadıya anlatmak yerine biraz daha işi daha içinden çıkarıp daha kısa ve öz anlaşılır bir şekilde ifade etmeye çalıştım. O yüzden kitabın başında birçok özlü sözleri koydum. Kitabın diğer bölümlerinde de bir konuk koyuyorsunuz 2-3 sayfa içerisinde onu anlatmaya çalıştım. Özellikle dünyadaki birtakım gelişmeler trendler ve bunların bize nasıl uyarlanabileceği şeklinde kesitler vermeye çalıştım. Mesela bir örnek vereyim Türkiye’de kulüpler federasyonlar yönetim kurulları başkan dahil maksimum 15 kişiden oluşuyor 12-13 olanlar da var ama genelde 15’e tamamlıyorlar insanlara bir pozisyon olsun diye. Ama dünyada 7-9-11’i geçmeyecek şekilde yönetim kurulu oluşması gerektiği ile ilgili çalışmalar var. Bununla ilgili özellikle İngiltere’de bunu 7-9 arası sınırlamışlar. Yani ideal bir yönetim başkan dahil 7 veya 9 kişiden oluştuğu zaman orada verimli bir yönetim anlayışı olacağından bahsetmişler yapılan çalışmada. Çünkü çok olduğu zaman insanlara verecek göreviniz olmuyor. Her yönetim kurulu üyesinin bir şeyden sorumlu olduğunu düşünün bazen görev olmuyor ve o insanlar orada problem olmaya başlıyorlar. bunu tespit etmişler ve insan sayısını azaltmışlar. Bu bir teknik mesela. Ben birkaç yerde değindim kitapta da var kadın ve spor bölümü var kitabın içerisinde kadınların da sporun içerisinde tabii sporcu olarak yer alıyorlar ama özellikle geçtiğimiz günlerde Avrupa’da bir tartışma konusu oldu cinsiyet eşitliği konusunda orada şöyle bir durum ortaya çıktı kadınlar sporda yer alıyor bunda bir problem yok hatta 2024 Paris olimpiyat oyunlarından itibaren kadın ve erkek eşit sayıda sporcu yer alacak.  Türkiye’de Futbol Yönetiminin Sorunlu Olmasının İki Nedeni Olabilir?

Türkiye’de futbol yönetiminin sorunlu olma nedenini iki noktaya bağlayabiliriz bu kadar büyük ekonomik zararın olması ve kulüplerin artık kendi öz varlıklarını satmaya başlaması noktasında bu gereksizliktir. İkincisi kulüpler maalesef yanlış kişiler tarafından yönetilerek zarara uğratılmaktadır. Yani kötü niyetli düşünürsek bu iyi niyetli düşünürsek de beceriksizliktir. Çok büyük paralar vererek aldığınız bir oyuncunun bir sene sonra ikinci ligde oynayamayacak bir takıma gitmesi o kapasitede olması ya beceriksizliktir ya bir kötü niyet vardır. Bunun başka bir izahı yok.